Her Bırakış Bir Vazgeçiş Değildir…

Taner Şanlıoğlu
2 min readMar 26, 2023

--

Bırakmakla vazgeçmek arasındaki o ince ayrımı yapabildiğinizde, artık kolay bir “bırakan” ancak zor bir “vazgeçen”e dönüşürsünüz…

Bu ayrımı yapmak hayatı bir öneme sahiptir, çünkü kimse peşine düştüğü şeyden fırsat maliyeti yüzünden vazgeçmek istemez. Ona zaman harcamışsınızdır, emek harcamışsınızdır, kendinizden harcamışsınızdır ve tüm bunlar o şeyden veya kişiden vazgeçmeyi zorlaştırır…

Ancak vazgeçmek zorunda olduğunuzu kim söyledi? Bizler çoğu zaman vazgeçmeyle bırakmayı birbirine karıştırırız ve sırf bu yüzden bırakmamız gerekenleri bırakamaz, vazgeçmememiz gerekenler de vazgeçeriz…

Halbuki hiçbir bırakış bir vazgeçiş değildir…

Bırakmanız gereken bir adamı ya da kadını bırakırken, kendinizden vazgeçmemiş olursunuz…

Bir alışkanlığınızı bırakırken, mental ya da bedensel sağlığınızdan vazgeçmemiş olursunuz.

Artık sizi tükettiğini düşündüğünüz hayat felsefenizi bırakırken, yaşam enerjinizden vazgeçmemiş olursunuz, eski kendinizi bırakırken, asıl kendinizden vazgeçmemiş olursunuz…

Hedefinize ulaşamadığınızda, izlediğiniz yolu bırakıp başka bir yoldan gitmeyi denerseniz, hedefinizden vazgeçmek zorunda kalmamış olursunuz…

Bırakmakla vazgeçmek arasındaki o ince ancak büyük farkı anladığınızda, bırakmanız gerekenleri kolayca bırakırken; kendinizden, değerlerinizden, öz saygınızdan, iç huzurunuzdan vazgeçmemiş olursunuz…

Başarılı ve huzurlu bir yaşam, kolay bir bırakış, ancak zor bir vazgeçişin sonucunda kendiliğinden açığa çıkar…

Neye tutunduğunuza dikkat edin… Belki de mutsuzluğunuzun asıl sebebi, bırakmanız gerekenleri birer “vazgeçiş” olarak algıladığınız için bırakamayışınızdır…

Bu durumun felsefe tarihinde güzel bir örneği var. Bertrand Russell, felsefe kariyeri boyunca o kadar çok düşünce değiştirmişti ki, dünya çapındaki o büyük ününün yanında alay konusu da olmuştu…

“Onun üzerinde yazmadığı konu kaldı mı ki?” diye dalga geçenlerin sayısı az değildi… Analitik felsefenin kurucularından olan Russell; bütün ömrünü dille, matematikle, zihinle geçirmiş, kendini hakikatin sarsılmaz temelini inşa etmeye adamıştı…

Ancak bu hedef doğrultusunda ilerlerken giriştiği hiçbir işte tam anlamıyla başarılı olamadı… Ama onu diğer filozoflardan ayıran başka bir özelliği vardı. Düşüncelerinde yanılmış olduğunu kabul edip onları bırakabilmesi ve her şeye rağmen yolundan/hakikati arama amacından vazgeçmeyişi…

İşte Russell’ı büyük bir filozof yapan da yolundan vazgeçmeden bu yolda işe yaramayan düşüncelerini kolaylıkla bırakılabilmesiydi… Bu tutumu onu felsefenin birçok alanında çalışma imkanı sundu, dünyaya çok daha geniş bir açıdan bakabilme özgürlüğü verdi ve en önemlisi de işe yaramayan hiçbir düşünceye bağımlı kalmamayı öğretti…

Bırakmak ve vazgeçmek arasındaki o farkı anlamak, yaşam kalitenizin kısa sürede üç dört gömlek büyümesine imkan verir…

Bırakın. Bırakılması gereken ne varsa bırakın…

Ve vazgeçmeyin!

Vazgeçilmemesi gereken ne varsa vazgeçmeyin…

--

--